
Semptomun Anlamı: Psikodinamik Terapiyle Zihnin Diline Yolculuk
Kl. Psk. Gülşah Sak
10/11/2025
Semptomun Ardındaki Hikaye: Zihnin Dili Olarak Semptomlar
Psikoterapiye başvuran birçok kişi, genellikle “şikâyet” olarak tanımladığı bir semptomla gelir. Anksiyete, depresyon, panik atak, öfke patlamaları, obsesif düşünceler, somatik ağrılar… Hepsi yaşamın akışını zorlaştıran, rahatsızlık veren, hatta bazen dayanılmaz hale gelen belirtilerdir. Ancak psikodinamik terapi, semptomlara yalnızca ortadan kaldırılması gereken rahatsızlıklar olarak bakmaz; onları birer anlam taşıyıcısı olarak görür.
Semptom: Zihnin Acil Çağrısı
Psikodinamik yaklaşımda, semptomları kendi başına bir "sorun" olarak görmeyiz. Onları, bilinçdışının bize gönderdiği mesajlar, zihnimizin içsel çatışmalarını dışa vuran işaretler olarak anlarız. Bir semptom - anksiyete, panik atak, uyku bozukluğu, kronik ağrı ya da ilişki sorunları - aslında çözülmemiş bir durumun, bastırılmış bir duygunun ya da travmatik bir deneyimin üzeri örtülmüş bir ifadesidir.
Bu anlamda sürekli kontrol etme davranışları, bastırılmış kaygıların veya güven duygusuna dair erken dönem deneyimlerin bir dışavurumu olabilir. Panik ataklar, bastırılmış öfkenin ya da çaresizlik hissinin bedensel bir yankısı olabilir. Kişi bu duygularla doğrudan temas etmekten korktuğu için, zihin bunları daha “katlanılabilir” bir biçime — yani semptoma — dönüştürür.
Örneğin; 35 yaşındaki bir kadın, yıllardır süren migren ataklarıyla gelir. Birçok doktora gitmiştir, çeşitli tedaviler denenmiştir ama migren gitmez. Terapide birlikte çalışırken ortaya çıkan şey şudur: Bu kadın çocukluğundan beri öfkesini ifade edememiş, "iyi kız" olmak zorunda kalmış, herkesin ihtiyaçlarını kendi ihtiyaçlarının önüne koymuştur. Migren, bastırılmış öfkenin ve kendini yok saymanın bedensel dışavurumudur.
Bu durumda migren, semptomdur. Ama asıl sorun, yıllarca birikmiş öfke, kendini ifade edememe ve sınır koyamama gibi psikolojik dinamiklerdir.
Semptomun İşlevi: Neden Vazgeçmek Zordur?
Psikodinamik perspektiften bakıldığında, semptomların her zaman bir işlevi vardır; semptomlar yalnızca sıkıntı veren değil, aynı zamanda koruyucu yapılardır. Kişiyi daha büyük bir içsel acıdan, suçluluk ya da utançtan korumak için ortaya çıkarlarBu nedenle bazen semptomdan kurtulmak, beklediğimizden çok daha zor olabilir. Çünkü semptom:
Koruyucu bir kalkan görevi görür: Örneğin sosyal anksiyete, belki başarısızlık korkusunu ya da eleştirilme korkusunu örtebilir. Eğer sosyal ortamlara girmezseniz, reddedilme acısını da yaşamazsınız. Bu anlamda semptom, görünmeyen bir duygusal zırh gibidir; kişiyi daha büyük bir içsel acıdan korur.
İçsel çatışmayı telafi eder: Obsesif-kompulsif davranışlar, kontrolsüzlük korkusunu ya da suçluluk duygusunu yönetmenin bir yolu olabilir. Kişi, içsel olarak “düzgün olmalıyım”, “her şeyi kontrol etmeliyim” gibi katı içsel seslere maruz kalmış olabilir. Bu durumda, sürekli kontrol etme ya da düzen kurma davranışı, bilinçdışı bir vicdanla uzlaşma biçimidir.
Bağlanma ihtiyacını karşılar: Kronik ağrılar, sürekli yardım ihtiyacı ya da bitmeyen tükenmişlik hissi, bazen görülme, önemsenme veya bakım görme arzusunun dolaylı ifadesidir. Bu durumda semptom, ilişki kurmanın bilinçdışı bir yolu haline gelir.
Bilinçdışı suçluluk duygusunu cezalandırır: Kendini sabote eden davranışlar, başarısızlık döngüleri, bitmeyen yorgunluklar bazen içteki cezalandırıcı bir figürün — yani süperegonun — yankısıdır. Kişi farkında olmadan kendine acı çektirerek, içsel bir “suçu telafi etmeye” çalışır.
Kimliğin bir parçası haline gelir: Zamanla semptom, kişinin kendisini tanımlama biçimine dönüşebilir.
“Ben kaygılı biriyimdir.”,
“Çok düşünen biriyimdir.”
“Kontrolcüyümdür.”
“Mükemmelliyetçi biriyimdir.”
“Ben güçlü olmalıyım, yoksa dağılırım.”
Bu tür ifadeler, semptomun sadece bir belirti değil, benlik örgütlenmesinin bir parçası haline geldiğini gösterir. Bu durumda semptomdan vazgeçmek, sadece bir davranışı bırakmak değil, kişinin kendiğilini de dönüştürmek anlamına gelir.
Terapide Semptomun Ötesine Geçmek
Psikodinamik terapi, semptomun "ne" olduğuna değil, "neden" ve "ne anlama geldiğine" odaklanır. Birlikte aşağıdaki sorulara yanıt ararız:
Bu semptom ne zaman ortaya çıktı? Yaşamınızda o dönemde neler oluyordu?
Bu semptomun geçmişle bağlantısı nedir? Benzer duygular, çatışmalar daha önce yaşandı mı?
Semptom sizi ne yapmaktan alıkoyuyor? Hangi duyguları hissetmemenizi sağlıyor?
Eğer semptom bir dil olsaydı, ne söylerdi?
Terapide amaç, semptomun ardındaki hikayeyi anlamak, bastırılmış duyguları yüzeye çıkarmak ve içsel çatışmaları çözmektir. Semptomu anlamaya çalışmak, aslında kişinin kendisini anlamaya çalışmasıdır. Terapötik süreçte semptomun işlevi, kökeni ve taşıdığı anlam üzerine çalışıldığında, kişi yavaş yavaş kendi içsel çatışmalarıyla yüzleşmeye başlar. Bu yüzleşme, semptomun artık “gerekli olmadığı” bir noktaya varmayı mümkün kılar.
Semptom bir düşman değil, bir habercidir. Ve terapide birlikte yapacağımız şey, bu habercinin dilini çözmek ve gerçek mesajına ulaşmaktır.
İletişim Bilgileri
Telefon: 0543 916 92 74
WhatsApp: 0543 916 92 74
E-posta: psk.gulsahsak@gmail.com
Adres: Bayraklı/İzmir
GÜLŞAH SAK
Klinik Psikolog
© 2024. All rights reserved.
Adres Bilgisi
"Psikodinamik terapi ekolüyle çalışan bir klinik psikolog olarak her bireyin benzersiz ve biricik olduğunu inanıyorum. Yaşanılan zorlukları çözülmesi gereken bir problem veya hastalık olarak değil kişinin kendi iç dünyasını tanıma, anlama ve anlamlandırma yolcuğuna açılan birer kapı olarak görüyorum. İyileşmenin birden değil, sürecin bütününde olduğu bu yolculukta, danışanlarıma eşlik ettiğim bir psikoterapi çalışması yürütüyorum."
